Bir ülkede eğer hukukun üstünlüğü sağlanamamışsa, adalet mekanizmaları doğru işlemiyorsa ve halkın temel ihtiyaçları karşılanamıyorsa, "Yeni Anayasa" yapılması, gerçeklikten uzak bir girişim olarak değerlendirilebilir. Bu tür temel sorunlarla mücadele eden bir toplumda, anayasa değişikliği önermek, temel yaşam koşullarını göz ardı etmek anlamına gelir. Anayasa, bir ülkenin temel yasalarını içerir ve toplumun her kesiminin ihtiyaçlarına yanıt vermelidir. Eğer temel ihtiyaçlar dahi karşılanamıyorsa, yeni bir anayasa yapmanın anlamı soru işaretleri taşır. Bu durum, adeta "Ekmek bulamıyorsanız, anayasa yiyin" demek kadar ironik ve gerçekçi olmayan bir yaklaşım olur. Öncelikle hukukun üstünlüğünü sağlamak, adaleti tesis etmek ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak gerekir. Anayasa, bu yapısal sorunlar çözülmeden önce değil, sonra ele alınmalıdır. Bu, toplumun bütün kesimleri için daha sağlıklı ve adil bir süreç olacaktır.